11 Ocak 2010 Pazartesi

BUNA NE DİYECEKSİNİZ?

Bugün, Kanada’dan Bayram Banahergünbayram isimli bir arkadaşım aradı. Hayretler içindeydi. Anlattıklarını dinleyince, inanın benim de tüylerim ürperdi. Doğru mu diye sordum, “ben duyduklarımı sana anlatıyorum, sonrası senin bileceğin şey” dedi. Ben de sizlerle paylaşmaya karar verdim. Bundan sonrasını, kaldıysa özgür basın takip etsin. Arzu ederlerse, Sayın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı da izleyebilir, çünkü benzer durumlarda yargının ne yaptığını hepimiz biliyoruz.
Arkadaşım işi gereği Kanada’dan Amerika’ya gidiyor. Türkiye’den gelen bir iş adamı arkadaşı ile buluşuyorlar. Türkiye’den gelen arkadaşı;
Ben Hoca efendiyi ziyaret edeceğim, istersen beraber gidelim” diyor ve ısrarcı oluyor. Beraberce Hoca efendi’nin çiftliğine gidiyorlar. Orada Hoca efendinin, mükemmel İngilizce bilen adamlarından birinden duyduklarını da bana anlatıyor.
Bana anlatanları kendi üslubumla size takdim ediyorum;
Yer: Başbakanlık
Tarih: 24.Aralık.2009
Toplantıya Katılanlar; Sn. Başbakan, Sn. M. Ali Yalçındağ, Sn. Arzuhan Yalçındağ, Sn. Vuslat Doğan Sabancı ve bir danışman( Hoca efendiye durumu anlatan olabilir)
Toplantı süresi; 2 Saat 15 Dakika
Alınan Kararlar;
*Milliyet Gazetesi+ Vatan Gazetesi+ Star Televizyonu, belirlenen tutar ile, Ethem Sancak ve Akın İpek’e satılacak.
*Ertuğrul Özkök derhal görevi bırakacak, şimdilik havadan sudan yazacak, 6 ay sonra tamamen ayrılacak.
*Aydın Doğan, Holding yönetiminden ayrılacak.
* 6 ay sonra, yönetim profesyonellere devredilecek, (isimler beraberce belirlenecek), aile’den hiç kimse yönetimde kalmayacak.
*Doğan Holding’in yapacağı “ HALKA AÇILMAYA” Şubat ayında izin verilecek. Elde edilen paradan, Doğan Grubunun Ferit Şahenk’e olan 600 Milyon Dolar borcu ödenecek.
*Petrol Ofisindeki hisseleri, Avusturyalılara satılacak. Vergi Cezası, Petrol Ofisi’nin satış tutarına indirilecek ve satıştan alınan para doğrudan Maliye’ye verilecek.
Bana anlatılanlar böyle. Doğruluk derecesini bilmiyorum. Fakat bildiğim doğrular var;
24 Aralık 2009’da Başbakanlıkta bu toplantı yapıldı ve basına yansıdı. Başbakanlık tarafından tekzip edilmedi. Sadece Sn. Vuslat Doğan Sabancı’nın katılımı belirtilmemişti. Milliyet Gazetesi, Vatan Gazetesi, Star Televizyonu’nun satılacağı kesin, ön anlaşmalar imzalandı bile. Sn. Ertuğrul Özkök istifa etti. Sn. Aydın Doğan, patronu olduğu şirketinden ayrıldı.
Bunlar şu ana kadar gerçekleşenler. (Anayasa Madde 28- Basın hürdür. Devlet basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.)
Şimdi gelelim bu toplantının Devlet Gelenekleri yönüne ve Hukuksal boyutuna;
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın, Başbakanlıkta ve Başbakanlık Konutundaki tüm ziyaretleri kayıt altındadır. Sayın Başbakan, Maliye Bakanlığının milyarlarca lira ceza kestiği bir mükellefle neden beraber olmuştur ve ne konuşmuştur? Eğer 2 saat, 15 dakika kahve falı bakılmadı ise ne konuşuldu? Bunu kimse geçiştiremez. Başbakanlıkta konuşulan ve milletin parasını ilgilendiren her konu (Devlet Sırrı değilse) Millete anlatılmalıdır. T.C Başbakanı, Devletle parasal işi olan kişi ve gruplarla konuşuyor ve açıklama yapılmıyorsa bu YÜCE DİVANLIK bir suçtur.
Hatırlayalım; Sn. Mesut Yılmaz, Başbakanlığı sırasında, İşadamları ile görüşüp, Türkbank İhalesine fesat karıştırdığı iddiasıyla, Sn Başbakan’ın emri ve AKP’ nin oylarıyla YÜCE DİVANA sevk edilmişti. Üstelik bankanın ihale işleminin iptal emri de bizzat Sn. Yılmaz tarafından verilmişti. Yani gerçekleşmeyen bir ihale yüzünden, sadece bazı iş adamlarıyla konuştuğu için, Sn. Yılmaz, Sn Erdoğan tarafından suçlu sayılmıştı. Şu dakika itibarıyla Sn. Başbakan için Yüce Divanlık suç oluşmuştur. Bu toplantıda konuşulanlardan diğerleri önümüzdeki günlerde gerçekleşirse, suçun katmerlisi oluşacaktır.
Düşünebiliyor musunuz, ? Sn Başbakan hem Sn. Ferit Şahenk’in tahsilâtçısı konumuna düşecek, hem de “ Bana Türk demeyin, ben Arap’ım, Türk denirse utanırım” diyen kişi ile dünün matbaacısı, F.Gülen’in evladı gibi sevdiği, İpek çocuğunu bir kez daha gazete ve televizyon sahibi yapacak. .
Anadolu’nun Bayburt gibi bir yöresinden yetişmiş Sn. Aydın Doğan’a bir sorum olacak;
Ömer Seyfettin’in “DİYET” adlı hikâyesini hiç duydunuz mu? Sizin yerinize başka bir Anadolu çocuğu olsa, oraya yani R..T.Erdoğan beyin ayağına, kızları ve damadını üç kuruşluk mal için göndermezdi. Eğer haklıysa, gider o merdivenlerde gereğini yapardı. Bundan sonra malınız olsa ne olur, gazeteniz olsa ne olur? Size ancak M.Ali Birand ve Cengiz Çandar alkış tutar. Değdi mi Aydın Bey? Namuslarına ve meslek ahlâklarına tüm Türkiye’nin güvendiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yüksek Yargı mensupları, ben hukukçu değilim, ama beni bu olay çok rahatsız etti. Sizler ne düşünüyorsunuz? Gece kafanızı yastığa koyduğunuzda rahatça uyuyabiliyor musunuz? Sağlık ve başarı dileklerimle,
05. Ocak. 2010
Rifat Serdaroğlu
Eski Sağlık ve Devlet Bakanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder