13 Aralık 2010 Pazartesi

VÜCUT DÜNYASI : BİR GÖRSEL ŞÖLEN

(SAYIN YAZARIN İZNİYLE)

İstanbul Modern’deki “Body Worlds” sergisi etkileyici bir görsel şölen sunuyor denilebilir. Sergiyi gezenlerin uğraş alanına göre farklı izlenimler edinmesi de doğal karşılanmalı.



Bir hekim ve özellikle de bir cerrah olarak sergide bana yabancı fazlaca öğe olmadığını söylemeliyim. Ancak, sergiyi gezerken belleğimin beni 30 yıl öncesine götürmesi de doğaldı. Kadavra salonlarında insanın genzini ve gözlerini yakan formol kokusu unutulabilir gibi değildi.



 Hagens’in Heidelberg kökeni bana Anatomi hocam İsmail Ulutaş’ı anımsattı. Rahmetli de sıkça Hedileberg’den söz ederdi. Bugün bir kez daha anlamış oldum ki, Heidelberg başka bir çok konuda olduğu gibi Anatomi’de de öncü bir bilim yuvasıdır!



Sergideki olağanüstü etkileyicilikteki örneklerin bir kadavra salonunda yer aldığını düşlemedim değil. Uzun ömürlü, öğretici ve etkileyici eğitim-öğretim gereçleriyle öğrenmenin ve özümsemenin tadı bir başka olmaz mıydı?


Dokuların, yapıların ve organların neredeyse bire bir gerçeğe yakın biçimde korunmasının ve insanlığın hizmetine sunulmasının buluşçu ve geliştiricisi Gunther Von HAGENS. Doğu Alman kökenli bir Anatomist. Özgün yöntemiyle “Plastinasyon” işlemini tanımlamış. Bu yöntemin evrelerini kısaca gözden geçirmek gerekirse :



1. TAHNİT (Çürümenin durdurulması amacıyla Formaldehid kullanılarak gerçekleştirilir)


2. DİSSEKSİYON / KESİT ALMA


3. SIVI VE YAĞIN UZAKLAŞTIRILMASI (ASETON kullanılarak)


4. ASETONSUZLAŞTIRMA (Vakumla) (KATI VE SIVI PLASTİKLE)


Konumlandırma/Kalıplama,


Gaz/Isı ile sertleştirme


Poz vermiş örnek/ Plastine edilmiş dilimler.


Kısaca özetlenebilen bu sürecin günlerce sürebildiğini belirtmekte yarar var.


Madalyonun ters yüzüne de göz atmalı! Bunca etkileyicilik ve özgünlük arasında HAGENS’in özellikle tıp çevrelerinde tartışmalı bir kişilik olduğunu bilmek durumundayız!



Özellikle, kadavra edinimindeki kimi tartışmalı ve kabul edilemez durumlara ilişkin kuşkular çelişmenin omurgasını oluşturuyor diyebiliriz.


Yine, oluşturduğu örneklerin çeşitli eylemlerle bütünleştirilmiş bir tasarımla sunuluyor oluşu da bir başka tartışma kaynağı olmuş! Ata binen, satranç ya da ragbi oynayan örnekler kimilerinin tepkisine yol açmış.


Şaşırtıcı değildir ama yine de anımsatmakta yarar vardır. Çok çeşitli kesimlerden karşı çıkışlara dinsel odaklar ve kimi kiliseler de eklenmiş durumdadır. Batı’daki sağlam ve sarsılmaz laiklik anlayışının bu engelleme girişimlerine izin vermediği söylenebilir.


Hagens tüm bunların yanı sıra yalnızca kendi çalışmaları için değil tıp eğitim-öğretimi için de önemli bir sorun olmayı sürdüren kadavra gereksinimine de değinmiş çalışmaları sırasında. Bu bağlamda beden bağışının önemine vurgu yaparak bu bağışçılığın olmaması durumunda kendi yapıtlarının da ortaya çıkma şansının olamayacağının altını çizmiş her fırsatta.


Kimi bağışçıların başkalarını yüreklendirecek yorumları da paylaşılmaya değerdir :


“Ölümümden sonra böyle olmayı solucanlar ve mikroorganizmalar tarafından yenilip metabolize edilmeye tercih ederim!”


“Bir mezar bulundurmak başkalarının gözlerine perde çekmenin son bir yolundan ibarettir!”


“Tıp sanatı beni birden çok defa ölümden kurtardığından artık bedenimi bağışlayarak tıbba olan minnettarlığımın en azından küçük bir ifadesini sunmak istiyorum!”


Tam da bu noktada bir hekim olarak sağlık sistemimizin içinde bulunduğu karmaşayı ve bu karmaşanın ayrılmaz bir parçası saymamız gereken tıp eğitimini de anımsamadan geçemezdim.


Özellikle son yıllarda mantar gibi biten “tabela (tıp) fakültelerini” yaşama geçiren anlayışın da bu sergiyi görmesini ve bu bağlamda kendi uygulamalarını gözden geçirmesini dilemekten başka bir şey gelmedi elimden!



Bırakınız Hagens’inki gibi tıp sanatı örneklerini ortaya koymayı; tıp eğitimi için gerekli sayıda kadavranın bile ediniminde yetersizlik yaşayan ülkemizde bu tür örneklere gereksinimin üst düzeyde olduğunu anımsadım birden bire!


2010 Türkiye’sinde birileri çıkıp da “beden bağışı” dese nasıl bir tepki alırdı?


Ceyhun BALCI, 09.12.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder