18 Nisan 2013 Perşembe

BİRBİRİNE İNANMIŞ İKİ İNSAN

“Havran ovasında bir köy kulübesi, Mustafa Kemal Paşa başı iki yumruğu arasında sıkışık saatlerdir düşünüyor. Karşısında Faik Bey (Öztrak) bu dilsiz facianın tek seyircisidir. Zaman zaman göz göze geliyorlar.
-Paşam hiç mi ümit yok.? 
Birinci Ordu Kumandanı, kupkuru bir sesle cevap veriyor:
-Bütün şartlar öyle…
Sonra biri, öbüründen ateşlenen sigarası iki dudak arasına kısılmış, gözleri pencerede, sinirli adımlarla odada dolaşıyor:
-Yalnız kendisi kurtulsun yeter.. Tek başına orduya bedeldir! 
Mustafa Kemal Paşanın bu kadar üzüntüyle yolunu gözlediği mucize adam, Elşak tepelerindeki düşman çemberinden sıyrılarak Şeria nehrini geçen Miralay İsmet (İnönü) Beydi!

*************

İsmet Bey (İnönü) sofraya Faik Beyle karşılıklı oturuyorlar. Nablus mutasarrıfı soruyor:
-Demek Harbin son günleri geldiğine kanisiniz Bey Efendi?
-Evet, ve Osmanlı İmparatorluğunun!
-Sonra?
-Sonra Anadolu içlerine çekilmek, yeni bir harbe başlamak!


Faik Bey, bu müthiş tasavvur karşısında nefesi tutulmuş, hayretle İsmet Beyin yüzüne bakıyordu:
-Anadolu içlerinde yeniden bir harbe başlamak mı?
-Evet, bir millet harbine!
-Bu büyük hareket için hatırınıza gelen?
-Mustafa Kemal!
Üç gün evvel İsmet Bey hakkındaki düşüncesini Mustafa Kemal’in ağzından duyan Faik Bey, içinden mırıldanıyor:

-BU BİRBİRİNE İNANMIŞ İKİ İNSAN, MUTLAKA BİR ŞEYLER YAPACAKLAR! 
*************

"Yusuf Ziya Ortaç’ın 1962 baskılı ‘İsmet İnönü’ adlı kitabından”



2 yorum:

  1. İşte bu inanmışlık yok şimdi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O, bir başka dostluk ve inanmışlık. Kan ve ateşle imtihan edilmiş.

      Sil