10 Aralık 2013 Salı

MANDA VE KURTULUŞ

M. Kemal 4 Mart 1922 günü Meclis’in gizli oturumunda, “Türk Milleti’nin kendi kendine bağımsızlığını elde edemeyeceğine inanan ve dün şunun bunun mandasını istemekte direnenler” diye nitelediği uzlaşıcılara şu unutulmaz yanıtı verdi:

KURTULUŞ İÇİN, BAĞIMSIZLIK İÇİN ENİNDE SONUNDA DÜŞMANLA BÜTÜN VARLIĞIMIZLA VURUŞARAK ONU YENMEKTEN BAŞKA KARAR VE ÇARE YOKTUR VE OLAMAZ! …‘Ordu ile savaş ile inat ile bu işin içinden çıkılamaz’ biçimindeki kaynağı dışarıda bulunan öğütlere uymakla bir vatanın, bir ulusun bağımsızlığı kurtarılamaz. Tarih, böyle bir olayı yazmamıştır. Bunun tersini düşünerek hareket edeceklerin, acılı sonuçlarla karşılaşacakları kuşkusuzdur. İşte böyle yanlış görüşlü, yanlış anlayışlı kişiler yüzünden, Türkler her yüzyıl, her gün, her saat biraz daha gerilemiş, biraz daha çökmüştür. BU ÇÖKÜŞ YALNIZ MADDESEL OLSAYDI, HİÇBİR ÖNEMİ YOKTU. NE YAZIK Kİ, ÇÖKÜŞ AHLAKİ VE MANEVİ DEĞERLERİ DE KAPSAMIŞ GÖRÜNÜYOR. Hiç kuşku yok ki, bu büyük memleketi, bu koca milleti dağılıp yok olma uçurumuna sürükleyen başlıca neden bu olmuştur.
MADDİ VE ÖZELLİKLE MANEVİ ÇÖKÜŞ, KORKUYLA, GÜÇSÜZLÜKLE BAŞLAR. GÜÇSÜZ VE KORKAK İNSANLAR, HERHANGİ BİR FELAKET KARŞISINDA MİLLETİN DE HAREKETSİZLİĞE SÜRÜKLENMESİNE VE BİR KENARA ÇEKİLİP KALMASINA YOL AÇARLAR.

GÜÇSÜZLÜK VE DURAKSAMADA ÖYLESİNE İLERİ GİDERLER Kİ, SANKİ KENDİ KENDİLERİNİ ALÇALTIRLAR. DERLER Kİ: BİZ ADAM DEĞİLİZ VE OLAMAYIZ! KENDİ KENDİMİZE ADAM OLAMAYIZ. BİZ VARLIĞIMIZI KAYITSIZ ŞARTSIZ BİR YABANCININ ELİNE BIRAKALIM. BALKAN SAVAŞI’NDAN SONRA MİLLETİN, ÖZELLİKLE ORDUNUN BAŞINDA BULUNANLAR DA, BAŞKA BİÇİMDE AMA GENE BU DÜŞÜNCEYİ İZLEMİŞLERDİR.

Türkiye’yi böyle yanlış yollarda dağılma ve yok olma uçurumuna sürükleyenlerin elinden kurtarmak gerekir. Bunun için bulunmuş bir gerçek vardır, ona uyacağız. O gerçek şudur: Türkiye’nin düşünen kafalarını büsbütün yeni bir inançla donatmak… Bütün millete sağlam bir maneviyat vermek…”


M. Kemal, düşman karşısında kötümser, kararsız ve uzlaşma yanlısı olunmasını kesinlikle kabul etmedi. Ulaşılmak istenen hedefe erişmenin, hem ulusun hem de özellikle Meclis’in bütünleşmiş iradesine (istencine) ve yürekliliğine bağlı bulunduğunu belirtti.

M. Kemal, önemli olanın ülkenin ve ulusun oluşturduğu iç cephenin ve düşmanla karşı karşıya bulunan ordunun silahlı cephesi olduğunu vurgulayarak, ülkeyi temellerine kadar çöküşe götürebilecek ve ulusu köleliğe sokabilecek olan tehlikenin iç cephenin yıkılışıyla oluşacağının altını önemle çizdi. M. Kemal konuşmasını, bu tarihsel gerçeği vurgulayarak bitirdi:
“BU GERÇEĞİ BİZDEN DAHA İYİ TANIYAN DÜŞMANLAR, YÜZYILLARDIR VE ŞİMDİ BU CEPHEYİ YIKMAK İÇİN ÇALIŞIYORLAR. BU KONUDA ŞU GÜNE KADAR BAŞARI ELDE ETMİŞLERDİR… KESİNLİKLE ÖNE SÜRÜYORUM Kİ, İSTEMEYEREK DE OLSA DÜŞMANLARA BU KONUDA EN KÜÇÜK BİR UMUT BİLE VERİLİRSE, ULUSAL DAVANIN ZAFERİ, BU YÜZDEN GECİKMEYE UĞRAYACAKTIR.”

ATATÜRK DEVRİMİ – Fethi KARADUMAN
www.ataturkdevrimi.com
TWİTTER: fethikaraduman2

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder