8 Haziran 2015 Pazartesi

MAYIS AYINDA BU KİTABI OKUDUM - 2

 
KİTABIN ADI
Genç Türkiye İnşa Edilirken – Atatürk’ün Mimarının Anıları
KİTABIN YAZARI

Ernst A. Egli

KİTABIN ÇEVİRMENİ
Güven Gökhan Uçer
KİTABIN YAYINEVİ
T. İş Bankası Kültür Yayınları
KİTABIN BASKI YILI
2013
KİTABIN BASKI SAYISI
1. Baskı
KİTABIN SAYFA SAYISI
349 syf
KİTABIN DİZGİ/BASKI KALİTESİ
10/10
KİTABIN YAZIM-DİL KALİTESİ
10/10 
KİTABIN EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ
10/10 


Size sadece Ernst Egli kimdir desem, kanımca hiçbir fikriniz yoktur. Belki sanat tarihçileri veya mimarlık okuyanlar bilebilirler. Ama cumhuriyet tarihimize Atatürk sayesinde kimlik getiren çağdaş şehircilik konusunda büyük mesafe aldıran bu büyük mimar ne yazık ki tüm değerlerimiz gibi unutulmaya terk edilmiş durumda.
Aşağıda birçok eserinin fotoğrafını verdiğim bu büyük mimarın eserlerinin önünden her gün çok sayıda Ankaralı gibi biz de geçip gidiyoruz. Ama çağdaş bir Türkiye yaratmayı kafasına koyan yüce Atatürk’ün ülkemize getirttiği ve onlarca inşaatın mimari projelerini çizdirdiği bu insan sayesinde Ankara, başkent olmanın gururuna sahip oldu.
Egli’nin anılarından ülkemize ait bölümlerin yayınlandığı bu kitap kanımca mutlaka okunması gereken bir anı kitabı. Özellikle, Atatürk’ün ölümünden sonra önü kesilen ve bir çok eseri tahrif edilen, şehircilik ilkeleri çiğnenen bu mimara güvense idik kimbilir ülkemiz nasıl bir çehreye bürünürdü.
Türkiye’ye ölümüne kadar bağlanan  ve bizleri seven bu güzel insanın en az bir vatandaşımız kadar anılmaya ve unutulmamaya hakkı var.


Arnold Ernst Egli (d. 17 Ocak 1893, Viyana, Avusturya – ö. 20 Ekim 1974, Meilen, İsviçre) Avusturya ve İsviçre kökenli mimar ve şehir plancısı. Viyana ve Zürih şehirlerinde de birçok projesi vardır ama inşa edilmiş projelerinin çoğu uzun yıllar geçirdiği Türkiye’de yer almaktadır.
İsviçre’li bir mühendis olan Johann Jakob Egli’nin (1840-1918) çocuğu olan Ernst Arnold Egli Viyana şehrinde büyüdü. 1912 ile 1918 yılları arasında Viyana Teknik Üniversitesi’nde mimarlık eğitimi aldı. Viyana Akademisi’nde profesör olan Clemens Holzmeister’in asistanı olan Ernst Arnold Egli; onun tavsiyesiyle 1927 yılında Türkiye’ye geldi. 1927 ile 1938 yılları arasında özellikle yeni başkent Ankara’nın şekillenmesine yön veren birçok modern mimari örneği yapıyı tasarladı ve inşa edilmesini sağladı. 
Türkiye’den ayrıldıktan sonra 1949 yılında İsviçre’ye yerleşen Ernst Arnold Egli Zürih Federal Teknoloji Enstitüsü’nde akademisyen olarak girdi. 1947 yılında şehir planlama alanında onursal profesör unvanını aldı. Şehir planlama hakkında birçok yayınları da vardır.
Eserleri:
·         Musiki Muallim Mektebi binası (sonradan Ankara Devlet Konservatuarı olarak kullanıldı, günümüzde Mamak Kültür Merkezi), Ankara, Türkiye (1927–1929)
·         Ankara Ticaret Lisesi, Ankara, Türkiye (1928–1930)
·         Eski Sayıştay Binası , Ankara, Türkiye (1928–1930)
·         İsmet Paşa Kız Lisesi, Ankara, Türkiye (1930–1934)
·         Ankara Kız Lisesi, Ankara, Türkiye (1930-1931)
·         Ziraat Fakültesi, Ankara, Türkiye (1928–1933)
·         Mülkiye Mektebi'nin Ankara'daki binası Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Ankara, Türkiye (1935-1936)
·         Gazi Lisesi, Ankara, Türkiye (1936)
·         Atatürk Orman Çiftliği kompleksi ve Bira Fabrikası, Ankara, Türkiye (1930–1937)
·         Fuat Bulca Evi, Ankara, Türkiye (1936)
·         İsviçre Büyükelçiliği, Ankara, Türkiye (1936–1938)
·         Irak Büyükelçiliği, Ankara, Türkiye (1936–1938)
·         Türk Hava Kurumu , Ankara, Türkiye (1934–1937)
·         Etimesgut Uçuş Okulu, Ankara, Türkiye (1930)
·         Şükrü Koçak Evi, Ankara, Türkiye (1940)
·         Gazi Eğitim Enstitüsü, Jimnastik Okulu, Ankara, Türkiye (1930)
·         Gazi Eğitim Enstitüsü, Yapı Usta Okulu, Ankara, Türkiye (1930)
·         Koç Han, Ankara, Türkiye (1930)
·         Etimesgut Yatı Mektebi, Ankara, Türkiye (1929–1930)
Kaynak: Vikipedi

















2 yorum:

  1. Tanıtımınız Büyük Atatürk'e olan hayranlığımı bir kez daha hatırlattı Mehmet Bey. Bilmediğim bir gerçeği sayenizde öğrendim. Zaten ne varsa Ata'mızda var...

    Teşekkür ederim... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O yüzden boşuna demiyoruz ki, "O ulaşılmaya çalışıldıkça ulaşılmaz olandır" Ne, yaygara, kara çalma, hakaret ve iftira O'nun büyüklüğünü gölgelemeye bile yetmez.
      Sevgi ve en derin Saygılarımla.

      Sil