2 Kasım 2016 Çarşamba

DALYAN CARETTA RUN 2016

Geçtiğimiz hafta sonu, uzun zamandır hayalini kurduğum bir amacımı gerçekleştirdim. Bloğumu izleyenlerin büyük kısmının bilmediği, blogda belki de hiç bahsetmediğim bir spor aktivitem var.

Yaklaşık 30 yıldır koşuyorum. (Mayıs ayında 30 yıl bitecek) Elbette benim koşularım, yarış amacından ziyade spor yapmak ve zinde kalmak isteğiyle sınırlıydı. Her hafta sonu cumartesi ve Pazar günleri, yılın 52 haftasından en azından 40-45 haftasında düzenli koşu yaptım. Koşularım mevsime göre 8-10 kilometre arasında değişti.


Ankaralılar Anıtkabirin hemen yanındaki spor sahasını bilirler. Yıllarım, neredeyse her hafta sonu orada geçti. Birlikte koştuğumuz arkadaş grubundan dostlarımın bazıları yıl içinde yapılan yarışlara sürekli katılır ve bize de anlatırlardı. Belki zaman ayırmamaktan ve belki de kafaca hazır olmadığımızdan bu güne kadar yarışı fazla düşünmemiştim. Yaz başlarında, artık sonbaharda bir yarışa katılma fikri gelişti.
Eylül ayı başında, Dalyanda ilk kez yeni organize edilen bir koşu ilan edilince katılma kararı aldık. Programda 14 kilometre ve 21 kilometrelik iki ayrı koşu vardı. Her ne kadar o güne kadar hiç 14 kilometreyi denememiş isem de 4 kişilik arkadaş grubu yarışa birlikte katılma kararı alınca, (arkadaşlarım Abdullah Dalgıç, Ruhi Ceylan ve Fuat Rasih Gürtan) önümde hazırlanmak için 2 ay kaldı. 29 Ekim’de, aynı zamanda cumhuriyetimizin 93. Yılında, bu anlamlı günde ilk koşumuzu gerçekleştirecektik. Yaklaşık iki ay içinde 10-13 kilometre arası koşarak mesafeye adapte olabilmek amacıyla hazırlığımızı yaptık.
Cuma sabahı kendi aracımızla Ankara’dan yola çıkarak yaklaşık 10 saatlik bir yolculuktan sonra Dalyan’a ulaştık. Yarış organizasyon komitesinin daha önceden belirlediği otellerden Grand Emir Otel’e rezervasyonumuz sağlanmış olduğundan sorun yaşamadan otelimize yerleştik. Cuma akşamı hem yarış kitlerimizi almak ve hem de makarna partisine katılmak üzere ilçe merkezine gittik. Merkezde “caretta” heykelinin hemen arkasındaki meydana gerekli standlar kurulmuştu. Yarış kitlerimizi teslim aldıktan sonra tanıtım standında anı resimlerimizi çekip kıyıda bir süre dolaşarak Kaunos kaya mezarlarını resimledik.







Otelde akşam yemeğimizi aldıktan sonra tekrar kısa süre şehir merkezinde dolaştıktan sonra dinlenmeye çekildik. Yarış ertesi gün saat 16.00’da başlayacağından sabah kahvaltısından sonra merkeze yarışın startının yapılacağı yeri gördükten sonra otelde dinlenerek yarış saatini bekledik.
Programa göre 15.45’de 21 kilometre startı verilecek, saat 16.00’da da 14 kilometre yarışı başlayacaktı. Yarış saatine kadar isteyenler meydanda topluca yapılan pilates çalışmasına katıldı. 21 kilometre startından sonra da bizim yarışımız başladı. Parkur şemasından izleyebileceğiniz gibi yarışımız, ilçe merkezinde başlayıp göl kıyısından 7 kilometrelik bir gidişten sonra aynı mesafedeki dönüşü içeriyordu.







Amacımız her ne kadar derece yapmak olmasa da en azından yarışı –sağ salim kazasız belasız-bitirmek ve tahmini olarak saptadığımız zamana ulaşabilmekti. (Kendi açımdan 1.40 hedeflemiştim) Handikaplarımızda vardı elbette. İlki yarış deneyimimizin olmaması ve fazla kilo sorunu. Deneyimin yarışla kazanılacağı bir gerçek. Koyduğum hedef, dönüşe 45 dakikada ulaşmaktı. Bunu yapabilirsem yaklaşık bir 5 dakikalık artı zamana sahip olacaktım. Bu da dönüşte yorulma ve fazla mesafeyi tolere edecekti.

Birlikte koşabilmek hedefini, başlangıçtaki yoğun kargaşa sonucu başaramadık. Herkes kendi koşusunu yapmak zorunda kaldı. 14 kilometrelik bir mesafeyi daha önce koşmadığım için ritmi tutturmakta oldukça zorlandım. Yolda mesafe göstergeleri olmadığı için saate bakarak mesafeyi tahmin etmeye çalıştım. Sürekli koşu pistinde koştuğum için yol koşusunda mesafeyi ve zamanı doğrusu ayarlayamadım.




Tek başardığım husus 7. Kilometredeki dönüşe 45 dakikada ulaşmam oldu. Ancak sonrası planlarım tutmadı. Zira hem birkaç dakika hızlı gelmiş olmam ve hem de ortalama koşu mesafem 12 kilometre olunca, 12. Kilometrede gerçek anlamıyla yoruldum. İlk bölümü de hızlı gelince son iki kilometrede hızım çok düştü. Artık sadece bitirmek önemli olduğu için yarışın son metrelerinde sadece bitirmeye odaklı koşarak bitişe ulaştım. 


Her deneyim bir derstir. İlk kez koşmanın mutluluğu ve coşkusu yanında edinilen tecrübe çok daha önemli. Bu arada, hedefledim zamanı koştuğumu belirteyim ama birkaç dakika daha iyi koşabileceğime de hayıflanmadım değil.

Sonuçta ilk yarış deneyimimiz gerçekleştirirken tecrübeli Abdullah hocamızı da yaş gruplarında kürsüye çıkarmayı başardık. Devamı gelir mi… Bakalım.


https://dalyancarettarun.com/dalyancarettarun/

http://www.departiming.com/tr/home.htm


6 yorum:

  1. Ne güzel bir uğraş bu böyle. Dilerim sizi 1.lık kürsülerinde görürüz..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok, yok o kadar değil. Öyle bir isteğim olmadı hiç. Ama sürekli aklımdaki bir düşüncemi gerçekleştirdim. Belki bundan sonra da katılabilirim şimdilik sadece yapabilmek önemliydi. Onu becerdim.
      Sevgi ve saygılarımla.

      Sil
  2. Sevgili Bilgehan hocam,çok keyifli bir organizasyondu. Açılışı yaptık, bundan sonra rakiplerimiz bizden korksunlar..Selam ve sevgilerle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam umarım güzel bir başlangıç olur. Daha nice güzelliklere inşallah.

      Sil
  3. Bilgehan Bey ellerinize sağlık. Yazınızı okurken, Dalyan Caretta Koşusunu yeniden yaşadım. Her şey çok güzeldi. Grubumuz harika, yolculuk çok keyifli, Dalyanda geçirdiğimiz iki akşam da çok güzeldi. Yeni organizasyonlarda buluşmak dileğiyle tekrar kaleminize ve yüreğine sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ruhi hocam, deneyimli önderliğinizde bu güzel heyecanı birlikte yaşadık. Umarım daha güzel birlikteliklerde devamı gelir.
      Sevgilerimi sunuyorum.

      Sil